Dil Çalışmalarım

Ana Sayfa >>

Kişisel Bilgiler >>
    Özgeçmiş
    Bilimsel Yayınlar
    Atıflar
    Tasarılar (Projeler)
    Bilimsel Sunuştaylar
    Yönetilen Tezler
    Dersler
    Görevler
    Diğer Yayınlar
    İletişim

Fizik/Fizik Eğitimi >>
    Fizik Deneyleri
    Nobel Fizik Ödülleri
    Öğeler Çizelgesi
    Biliyor Muydunuz?

Duyurular >>

Diğer >>
    Bilgisayar
    Bilgi Yarışması
    Sormacalar
    Yararlı Bilgiler
    Güncel Bilgiler

English >>

Dil Yazılarım

PLAZA DİLİ - 03.11.2014
Dr. Hasan Şahin KIZILCIK

"Plaza" Dili denen bir dil türedi. Buna ne kadar Türkçe denebilirse artık... Abuk subuk bir dilbilgisi ile süslenmiş, değişik okunuşlu, havalı görünen ama altyazı gerektiren bu dili biz uydurmadık. Gerçekten böyle bir dil var. İş ortayı dediğimiz "plaza"larda bu dili hergün duyabilirsiniz. Başka dil bilmezler. Eve gittiklerinde bile bu dili az da olsa sürdürürler. Bu dilde çoğu sözcüğün İngilizcesini kullanırlar. Türkçesi olsa bile... İngilizcedeki "future continuous" sürevini Türkçeye uyarlayarak çoğunlukla "yapacağım" yerine "yapıyor olacağım" derler. Bol bol yardımcı eylem kullanırlar. Örneğin "etmek" eylemi en çok kullandıklarıdır. Her sözün sonuna eklerler. Şimdi bu dilden birkaç örnek verelim de, ne kadar içler acısı bir durumda olduklarını görün:

Örnekler:
Overload oldum, down durumdayım
Bir karamelli macchiato moralimi nasıl da bir tık arttırırdı.
Bu case'i handle edebiliyor olmalıyız arkadaşlar.
HR, IT, CTS, UPS bütün departmanlara brief verelim, onların da bu case'e attach olmalarını sağlayalım. Face to face olabilmek önemli.
Reportların deadline'ı yarın fyi.
Ayrıca verileri process, dataları sort edelim!
Böyle bir durumda nasıl aksiyon alırdınız?
Sizinle hemen bir meeting set edelim.
Önce biraz brainstorming yapıyor oluruz, ardından da projeye inhouse go diyor oluruz.
Bu proje bizim için tam bir win win yani. Üstelik kurumsal assetlerimizi maximize edecek.
Push edelim.
Sizi hemen projeye assign ediyorum.
Ayrıca taskleri de schedule ediyorum, mailleri de forward ediyorum.
Projeyi en kısa zamanda finalize edelim.
Third partyler call back edildi mi?
Peki ya shareholderlar? Clientlar assemble edildi mi? Peki emailing yapıldı mı?
Bir üst levela atlama processinde, schedule'un çok gerisinde kaldık.
Bu konudaki major concernümüzü clarify ettiğimizi sanıyordum?

Daha neler neler... Bu karman çorman dille anlaşıyorlar. Şimdilik yalnızca "plaza"larada. Yakında yayılma olasılığı var. Şimdiden bu dile savaş açmazsak...

Günümüzde en çok iş yerlerinin adlarında bol bol yabancı sözcük görmekteyiz. Oysa 1930’lardan 1980’e dek yürürlükte olan 5237 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 21. maddesi şöyleydi: "Dükkânlarda ticari ve sınai müesseselerin ve serbest meslek erbabının çalıştıkları yerlerin kapılarına sahiplerinin ad ve soyadları ile müesseselerinin ad ve soyadları ile müesseseleri veya ilgili şahısların işini gösteren Türkçe bir levha asmak mecburidir. Bu levhalara şayet Türkçeden gayri dil veya yazı ile yazılmak istenirse bunların genişliği ve puntoları Türkçenin yarısını geçemez ve Türkçenin altına yazılır. Levhaların Türkçeden başka bir dil ve yazı ile yazılmış kısımları için de iki kat vergi alınır."

Ancak bu yasanın yerine geçen 26.05.1981 tarih ve 2464 Sayılı Kanun’da bu içeriğe yer verilmemiş. Yasal boşluk doğunca da yabancı tanıtılar (tabelalar) ülkemizin dört bir yanına yayılmaya başladı. Bu gerçeği plaza dili ile yan yana getirirsek, görüntünün pek de iç açıcı olmadığı daha iyi görülebilir.





Diğer Yazılar

 
Özlü Söz:
Ruhun güzelliği, bedenin güzelliği kadar kolaylıkla görülmez. - (Aristotales)
Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki:
San'atsız kalan bir ulusun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.


© Özlük Hakkı/Copyright 2003-2023 Hasan Şahin KIZILCIK
Öneri: 1024x768 ve üstü